ResimLink - Resim Yükle
ResimLink - Resim Yükle
ResimLink - Resim Yükle
Ellerin Hikayesi…
2496 okunma

Ellerin Hikayesi…

Ermenistan'a verdiği Karabağ mesajında “ Dağlık Karabağ ve çevresindeki bölgeler Azerbaycan Cumhuriyeti'nin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi. İstifa çağrılarını kabul etmeyen Başbakan Paşinyan Dağlık karabağ'ın sözde lideri Arayik Harutyunyan'la görüştü. Ermenistan'a verdiği desteği saklamayan Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise dikkat çeken bir ziyaret gerçekleştirdi.

ABONE OL
13 Mayıs 2022 20:02
Ellerin Hikayesi…
0

BEĞENDİM

ABONE OL
[url=https://resimlink.com/G9PcU7C6m][img]https://r.resimlink.com/G9PcU7C6m.png[/img][/url]

Sanatın belki de en kalp titreten hikâyesidir. Gerçek yaşam, gerçek emek, gerçek fedakârlık… 15. Yüzyılın başlarında, Almanya’nın Nürnberg şehrinde bir hikâye başlamaktadır. Bu hikâye bir tablo ile ölümsüzleşmiş bir çift elin ve iki kardeşin hikâyesidir. Bu kardeşlerden biri ünlü ressam Albrecht Dürer ve diğeri onun kardeşi madenci Albert’tir.

On sekiz nüfuslu mütevazı bir ailede yetişen bu iki kardeşin en büyük hayali sanat okumaktır. Resim yapmayı çok seven bu iki kardeşin, hem dünyaları, hem hayalleri anne ve babalarının ölmesiyle başlarına yıkılmıştır.

Okula gitme zamanı geldiğinde iki kardeş kendi arasında kısa çöp çekme yarışı yapacaktır. Aralarında yapacakları bu masum yarışmanın şartları şunlardır: Kısa çöpü çeken şehre gidip sanat okulunda okuyacak, okulu birincilik ile bitirecek ve dönemin tanınmış ressamlarından olacaktır. Uzun çöpü çeken kardeş ise;  köyde kalıp çalışarak ailesine bakacaktır.

Albrecht kısa çöpü çeker ve şehre gidip sanat okulunda okumaya hak kazanır.  Geçen dört senenin sonunda okulu birincilikle bitirir. Köyde kalan kardeş Albert verdiği sözü tutar ve ailesine bu süre boyunca bakar. Onlara bakabilmek için maden ocağında yıllarca çalışmıştır. Albercht’in dönüşü şerefine köyde bir yemek organize edilmiş, tüm köy halkı ve kardeşler bu yemeğe gelmiştir. Albercht Dürer kardeşine ona baktığı ve yıllarca çalıştığı için teşekkür etmiş “Şimdi okuma sırası Albert’tedir. Artık Albert’e ve kardeşlerime ben bakacağım” demiştir. Bunun üzerine Albert ayağa kalkarak şu konuşmayı yapmıştır. “Kıymetli kardeşim Albercht sen bana verdiğin sözü tuttun. Okulu birincilik ile bitirdin ve ünlü bir ressam oldun. Ben sizlere bakabilmek için maden ocaklarında çalıştım. Her çalıştığım gün ellerim biraz daha zarar gördü, parmaklarım kırıldı. Şimdi bir fincanı bile tutamayan bu ellerim bir kalemi nasıl tutsun” demiştir.

Bu konuşmadan etkilenen Albercht Dürer o günden sonra bir ömrün sığdığı, her yanında bir iz, bir anı, bir yaşanmışlık olan abisinin ellerini ölümsüz yapmak istemiştir. Bunun üzerine kendisini okutmak, kardeşlerine bakmak için yıllarca gün yüzü görmeden maden ocaklarında çalışan abisinin ellerini resmederek, günümüze kadar gelen ve dünyaca ünlü bir eser olan  “Dua Eden Eller”  karakalem çizimini yapmıştır. Tüm sanat camiasında hayranlık uyandıran, kısa sürede bir başyapıta dönüşen bu eser için sanat eleştirmenleri  “Yakından incelediğinizde o zaman yaşanmış acıları hissedebilir, gerçekten kırılmış parmakları görebilirsiniz.” Demiştir.

İşte yaşamdan beslenen sanat  ve bu sanatın suret bulduğu bir eser…Büyük  fedakarlık sonucunda 500 yıl öncesinden günümüze kadar gelen bir eser ve onun gerçek hikayesi.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

rk
rk